Bebeklerde yumurtalık kisti, yumurtalık kistleri, içi dolu keseciklerdir. Tıp dilinde over kistleri olarak da bilinmektedir. Yaşamları boyunca genellikle bayanlar mutlaka yumurtalık kistleri ile karşılaşmaktadırlar. Yumurtalık kistleri belirli bir belirti vermeden uzun süre var olabilirler. Ancak rutin jinekolojik muayenelerde tespit edilmektedir.
İnsan vücudunda hücreler kalıcı yapıda olmamaktadır. Hücreler ölür fakat yeniden oluşurlar. Hücreler farklı yapılarda çeşitli sıvılar salgılamaktadır. Hücrelerde zamanla üretilen sıvılar daha sonra emilirler. Bu emilimin fazlası daha sonra ödeme sebep olur. Ödem, kendini vücudun farklı noktalarındaki şişkinliklerle kendini göstermektedir. Doku dışında depolanan sıvılar bir zar ile çevrelenir ise kesecikler meydana gelir. Keseciklerin içinde sıvı alışverişi yok ise kiste dönüşmektedir. Yumurtalık dışında meydana gelen kistler daha çabuk belirti verirken yumurtalık kistleri belirti vermezler.
Bebeklerde yumurtalık kisti belirtileri nelerdir?
Kistler, içi sıvı dolu küçük topa benzemektedir. Kız çocuklarında adet görene kadar ham olgunlaşmamış kistler bulunmaktadır. Adetle olgun kistler oluşmaktadır. Fakat her zaman yumurtalığın içinde kist bulunmaktadır. Hatta anne karnındayken dahi kistler bulunmaktadır. Bu kistler bazı durumlarda genellikle kendiliğinden kaybolmaktadır.
Kistler hangi yaşta olursa olsun bir yumurtalık kistinin tedavisine kistin büyüklüğüne ve bulunduğu yerin durumuna göre karar verilir.
Bebeklik döneminde oluşmuş kistler 4 santimetreden daha büyük ise mutlaka ameliyat edilmelidir. Kendi etrafında yumurtalık kisti dönmüşse de yine acil olarak ameliyat edilmesi gerekir. Eğer 4 santimetreden küçük bir kist ise büyüyüp büyümediğine, yapısının değişip değişmediğine veya başka kistler ile birleşip birleşmediğine bakılmalı ve sürekli takip edilmesi gerekir.
Kistler en sık ergenlik döneminde görülse de her yaşta da görülebilir. Bebeklerde ve yeni doğan döneminde bile görülebilmektedir. Bebeklerde yumurtalık kisti görüldüğü zaman doktor tarafından kontrol edilmesi ve takip edilmesi gerekir. Bebeklik döneminde de belirti vermemektedir. Herhangi bir sebepten dolayı doktora başvuran bebeklerde rastgele saptanmaktadır. Ancak çok büyük ise ve bebekte diğer organlara baskı yapıyorsa dışarıdan iğne ile girilerek söndürebilme yöntemleri bulunmaktadır.
